31 Ekim 2007 Çarşamba

İyi Bir Büro Düzenlemesi İçin Dikkat Edilecek Hususlar

- Yönetici için olduğu kadar sekreter için de uygun olan bir çalışma ortamı planlanmalıdır.

- Sürekli birlikte çalışılan yardımcılar size yakın bir yerde bulunmalıdır.

- Işıklandırma yeterli olmalıdır. Işık arkamızdan gelmeli, göz alıcı olmamalı, ihtiyacımıza göre ayarlanabilmeli ve eşit olarak dağıtılmış olmalıdır.

- Sıkça kullanılan gereçler kolay ulaşılabilir bir yerde olmalıdır.

- Fazla dağınıklığa neden olan ve dikkat dağıtan şeyler ortadan kaldırılmalıdır.

- Çalışma koltuğu; makul yükseklikte, rahat ve ayarlanabilir olmalıdır.

- Masanız; gelip geçenin rahatsız etmemesi için kapıyı doğrudan gören bir yerden, dikkatinizin dağılmaması için pencereden, gürültüden rahatsız olmamak için koridordan uzak olmalıdır.

- Çalışma masası; yeterli büyüklükte, kullanışlı, yeterli iç bölmeleri ve ekleri olan, uygun ve fonksiyonel olmalıdır.

- Bilgisayar, telefon gibi gerekli aletleri koymak için yeterli yer olmalıdır.

- Büronuza koyduğunuz şeyler kişiliğinizi yansıtmalıdır.

- Oturma grubu yeterli olmalı; fakat çok rahat olmamalıdır. Rahat ortamlar, çalışmaları olumsuz olarak etkiler, gereksiz sohbetlere, ziyaretlerin uzamasına neden olur.

- Gerektiğinde ikinci bir masa olmalıdır.

- Uygun ısıtma ve serinletme sistemine sahip olmalıdır.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 127/128

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Ertelemenin Nedenleri Ve Bazı Tavsiyeler...

Ertelemenin birçok nedeni vardır. İşte Martin Scoot'un ve Jane Allan'ın işaret ettiği erteleme nedenlerinden bazıları:

1- Bu iş çok büyük...
Büyük işleri küçük parçalara bölün. İşin bölümlerinden hiç biri tamamı kadar zor değildir.

2- Nereden başlayacağımı bilemiyorum...
Bir yerinden başlayın. Başlanınca akan su yolunu bulacak, işler yoluna girecektir. Mesafe aldıkça şevke gelecek, işi tamamlamak için enerji kazanacaksınız.

3- Bu iş çok güç bir karar vermeyi gerektiriyor...
Kararlı olun; erteleme kararsızlıkla yakından ilgilidir.

4- Ne yapacağımı bilemiyorum...
Harekete geçin. Erteleme, endişeyle de yakından ilgilidir ve çoğunlukla endişenin sonucudur. Ertelemek sizin sorununuzu asla çözmez, diğer sorunlara da neden olacak kadar bekletir.

5- Bu iş hoşuma gitmiyor...
Hoşumuza gitmeyen işlerden kaçmaya çalışırız. En iyisi öncelikle hoşunuza gitmeyen işlerden başlayın ve çabucak halledin. Yapın kurtulun. Böylece hem bir iş bitirmenin huzurunu yaşayacak, hem de sıkıntılı bir işten kurtulacak, motive olacaksınız.

6- Kendimi pek iyi hissetmiyorum...
Hiçbir zaman daha iyi olacağınızı garanti edemezsiniz. Bu durumu iyi bir şeyler yapmanın gerekçesi olarak kabul edin ve işinizi bugün yapmaya çalışın.

7- Bu iş için yeterli enerjim yok...
Kendinizi güçsüz hissetiğiniz durumlarda, kolay ve sevdiğiniz işlerle işe başlayın. Bir şeyler başardığınız zaman kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

8- Sabah ya da öğleden sonra işe başlamada güçlük çekiyorum...
Kendinizi masanıza ulaşır ulaşmaz çalışmaya başlamak üzere motive edin. Masanızı temizleyin. Kapınızı kapatın. İşinize odaklanın. Kaçış yollarını kapatın ve hemen çalışmaya başlayın.

9- İşlerimi kolay kolay bitiremiyorum...
Elinizdeki işi bitirmeden diğer işe geçmeyin. Bir işi ya da alt işi bitirdiğiniz zaman kendinizi ödüllendirin.

10- Mükemmeliyetçilik...
İyi yapmak için yeterli zamanın olmadığı korkusu, işleri ertelemenin bir başka ortak gerekçesidir. İlk seferinde elinizden geleni yapın, ama bir dahaki sefer gelişme kaydetmeye kesin kararlı olun.

11- Erteleme bir alışanlıktır, vazgeçemiyorum...
Ertelemek kötü bir alışkanlıktır. Bütün alışkanlıklar gibi sonradan edinilir. Yine bütün alışkanlıklar gibi bu alışkanlıktan da kurtulmak mümkündür. Bu da iyi alışkanlıklar edinilerek olur.

12- Bu işi yapmaktan nefret ediyorum...
Nefret ettiğiniz bir işi yapmanın en iyi yolu; kendi kendinize ödül vermek veya bu görevi sevdiğinizi telkin etmektir.
Eğer görevden gerçekten nefret ediyorsanız, kendinize o görevi uzun süre yürütecek doğru kişi olup olmadığınızı sormanız gerekir.

13- Bu işten korkuyorum...
Eğer ertelemenizde bir korku unsuru olduğunu hissediyorsanız, korkma sebebini analiz etmeniz gerekir:
- Bilinenden korku: Görevin sonucunu biliyorsunuz ve korkuyorsunuz. Bilinenden korku, gerçek bir korkudur. Görevi bitirmekten kaçınmaya neden olur.
Böyle bir durumda korkunuzu analiz edin, anlamsızlaşınca silip atabilirsiniz.
- Bilinmeyenden korku: Hoş olmadığını hissettiğiniz şeylerden duyulan korku.
Bilmediğimizden korkarız; ihtiyacımız olan şey, o konu hakkında bilgidir.
- Başarısızlık korkusu: Başarısızlık hepimizin yaşadığı en olumlu şeylerden biridir; fakat çalıştığınız ortamda bir suçlama kültürü varsa, başarısızlığı bu şekilde görmek imkansızlaşır. Oysa yanlış yaptıkça, nasıl doğru yapılacağını öğrenirsiniz. Öğrenme gelişmenize, gelişme de büyümenize yol açar.
- İnsanlardan korku: İnsanlardan korkuyorsanız; gülümsemelerini isteyin, gülecekleri şeyler söyleyin, gülümseyin. İnsanlar gülümseyince korkunun bir kısmı gider.

Bunu da unutmamalıdır ki; araştırmalar, korku nedenlerinin çok azının gerçek olduğunu ortaya koymaktadır!

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 122-125

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Yeni Bir Alışkanlık Edinmek...

1- Edinmek istediğiniz alışkanlığı belirleyin.

2- Tavrınızı pozitife ayarlayın, başaracağım deyin.

3- Gerçekçi bir hareket planı geliştirin.

4- Benimsemek istediğiniz alışkanlığa göre davranmaya başlayın.

5- Alışkanlık haline gelene kadar planınıza sıkı sıkıya bağlı kalın.

6- Planlı alışkanlık değişimi için yardım sağlayın, başkalarına ne yapacağınızı söyleyin; onlar yapmadığınız zaman size hatırlatacaktır.

7- Harekete geçin!

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 112/113

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

27 Ekim 2007 Cumartesi

Zamanınızı Kontrol Altına Almak...

Zamanınızı kontrol altına almak, kendinizi de kontrol etmeyi gerektirir. Listeler hazırlamak, organize olmanın kilit eylemidir. Bunun için günlük yapılacak işler listesi hazırlamak iyi bir tekniktir. Zira yapılacak işleri yazmak, onları ayrı ayrı yapmış olmaktır.

Yapılacak işleri yazmalı, hafızamızı, planlar yapmak ve günlük önemli işlere yoğunlaşması için serbest bırakmalıyız.

Zamanın bilinçli kullanımı için, yapılacak işlerinizin bir listesini yapın. Yapılacak işler listesi, hedeflerinize genel bir bakış açısı sunar. Yapılacak işlerin listesini yaparak; işlerinizin tamamını bitirmenin hazzını, olaylara egemen olduğunuz hissini yaşarsınız. Hedeflerinize adım adım yaklaştığınızı görür heyecan duyarsınız. İşleri başardıkça motive olur daha büyük işler yaparsınız.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 108

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Bir Günü En Kazançlı Nasıl Tamamlayabilirsiniz?

Bir günü en kazançlı bir şekilde tamamlayabilmek için Joseph D. Cooper'ın 7 önerisi:

1- Güne erken başlayın.
2- Gereksiz işler çıkarmayın.
3- Önemsiz acil durumlar üzerinde durmayın.
4- Çalışma hızınızı kontrol edin. Siz de "Ne kadar acele edersem, o kadar arkada kalırım" diye düşünün.
5- Başladığınız işi bitirin.
6- Zamanı tam kullanın.
7- Bir sonraki günü planlayın.

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 106/107

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Günlük Yapılacak İşler Listesi Hazırlarken...

1- Hafızanıza güvenmeyin yazın: Hatırlama işlemi zahmetlidir. Yazın. Yazmak çok etkilidir. Bir işi yazınca yaptığınızı da göreceksiniz.

2- İşleri önem sırasına koyun ve en önce en önemliden başlayın. En önemli tamamlanmadan, daha az önemli olana başlamayın. Gün boyu sürse de önemli üzerinde çalışmayı sürdürün.

3- Listenizi ilginçleştirin, farklı renkler, farklı kağıtlar kullanın.

4- Listenizi bir rehber olarak kullanın ve sürekli yanınızda bulundurun.

5- Kafanıza takmayın: Listenizde çok şey olmasına rağmen tamamlayamamış olabilirsiniz. Eğer o gün işlerinizi önem sırasına göre yapmışsanız problem yok demektir.

6- Esnek olun: Beklenmedik durumları da dikkate almalı, onlar için de zaman ayırmalısınız. Bunun için listeniz gerekirse değiştirilebilmelidir.

7- Yapabileceğiniz kadar iş yazın. Her gün gayretli bir çalışma ile tamamlanacak kadar işiniz olmalıdır.

8- Her işin ne kadar süreceğini yazın. Böylece yapılacak işlerin gününüze zaman olarak sığıp sığmadığını görürüz. Bu teknik ayrıca bizi her işi vaktinde bitirmeye de teşvik eder.

9- Günün değerlendirmesini yapın, tamamlanmamış işlerin nedenlerini belirleyip, alınması gereken tedbirleri alın.

10- Listelerin esiri olmayın: Listenizdeki önceliklere saygı duyulmalı, ama bunların esiri olunmamalıdır.

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 104-106

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

26 Ekim 2007 Cuma

Yapılacak İşlerde Öncelikleri Belirlemek

Önceliklerin belirlenmiş olması acil durumlarda derhal hareket etmeyi sağlar. Yangında ilk kurtarılacaklar işareti, dar zamanda paniğe kapılmadan, en önemli olanları seçebilmek içindir. Öncelikleri belli olan, her defasında düşünmeye gerek kalmadan, gerekli kararları alıp uygulamaya koyabilmektir.

Çok çalışılmasına rağmen önemli işlerin yapılamaması; insanın sıkışmasına, yavaş yavaş çıldırmasına, bilinçaltının isyan etmesine, sinirlerin bozulmasına, kendine hakimiyeti yitirmesine, etraflarına bağırıp çağırmasına, kendinden nefret etmesine neden olmaktadır.

Öncelikleri koruyabilmek için; önce ne yapılması gerektiğini belirlemeli. Yapılması gerekmeyen tüm işlerden kurtulmalı. Hedeflere ulaşabilmek için yerine getirilmesi gereken işleri yazmalı. Tamamlanması için ne kadar zaman gerektiği tahmin edilmeli. Başarılabilmesi için yardımcı olabilecek herkesten faydalanmalı.

Zamanı etkin kullanabilmek için; işleri önem sırasına koymak, en verimli zamanını ve zamanının çoğunu önemli işlere ayırmak, en önemlisinden başlamak üzere tamamlamak, tüm önemsiz işlerden kurtulmak gerekmektedir.

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 101/102

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Yöneticiler İçin Önceliklerle İlgili Birkaç Önemli Konu

Yöneticiler, yönetim görevini etkin bir şekilde yerine getirebilmek için:

1- Gereksiz ayrıntılardan kendilerini korumak zorundadırlar. Bir Çin atasözünde denildiği gibi, "İşleri halletmek asil bir sanattır, ama bunun yanı sıra bırakmak da asil bir sanattır. Hayatın hikmeti, önemsiz olanları bertaraf etmekte yatar."

2- Yapılması gereken işleri;
- yapmak zorunda olduğumuz önemli işler,
- yapmamız gerekenler ve
- yapmak istediğimiz acil ve önemsiz işler
olarak sıralar.
- Öncelikle önemli olanları yapar.
- Yapmaktan hoşlandığı, ancak gerekli olmayan işleri eler.
- Önemsiz ve acil olmayan işlere daha az zaman ayırır.
- Ara sıra, zorunlu olmayan, ancak keyifli işleri, bu işlerin öncelik taşımadığının bilincinde olarak yapar.
- Karmaşık görevleri tamamladıktan sonra kendisine bir ödül verir.

3- Faaliyetlerinin hedeflerine ve isteklerine nasıl katkıda bulundukları üzerinde durur. Öncelikleri belirlerken esnek olmanın bu işin anahtarı olduğunu bilir. Başkalarının, kendi görevlerinden hangisinin en acil olduğuna karar vermesine asla izin vermez. Kararlıdır fakat asla katı değildir.

4- Önemsizi yapmamanın, başarının bir parçası olduğunu,
- başarılı yöneticilerle, başarısızlar arasındaki en büyük farkın, başarılı olanların önceliklerini belirlemedeki başarıları olduğunun, - etkili olmanın doğru şeyler yapmak olduğunu,
- önemli olanın her zaman için önemli olan olması gerektiğini,
- bir şeyi belirtilen zamanda yapmamanın, onun yapılmasını değersiz kılacağını,
- öncelikleri sıraya koyup onlara bağlı kalmanın karar vermeyi kolaylaştıracağını, böylece hayal kırıklığını ve kendisini suçlu hissetmesini önleyeceğini bilir.

5- Temel sorunlara yönelmek gerektiğini, ikinci sıradaki sorunların nasıl olsa ona uyum sağlayacağını, dengeli bir öncelik sisteminin ruh sağlığı ve başarı için ne derece önemli olduğunu, ehem ve mühim kavramlarının kişinin şahsiyetini belli eden en önemli ölçüler olduğunu bilir ve ona göre davranır.

6- Acil işleri küçük de olsa önemsemek gerektiğini bilir. Benjamin Franklin'in dediği gibi: "Çivi yokluğundan bir nal, bir nal yokluğundan bir at, bir at yokluğundan bir komutan, bir komutan yokluğundan bir muharebe, bir muharebe yüzünden bir savaş kaybedildi ve hepsi de bir at nalı yokluğundan kaybedildi. Nal çivisinin değiştirilmesi acil ama önemli değildi. Gecikince hem acil hem önemli oldu."

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 98-100

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

24 Ekim 2007 Çarşamba

Bir Krizle Karşılaştığınız Zaman...

- Öncelikle o krizi çözmelisiniz.
- Sonra, "Tekrarlanmaması için ne yapmalıyım?" sorusunu sormalısınız.
- Eğer neden kontrolünüz dışındaysa, "Kriz tekrarlandığında daha az zarar vermesi için ne yapmalıyım?" diye sormalı ve gereğini yapmalısınız.

Unutmayın! Kriz atmosferi bulaşıcıdır. Kurtuluş, sorunların altında yatan nedenleri bulmak ve çözmektir.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 95/96


İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Dikkatimizi Önceliklerden Uzaklaştıran Nedenler

Zamanımızı iyi planlama konusunda dikkatimizi önceliklerimizden uzaklaştıran birçok neden vardır. İşte Martin Scoot'un işaret ettiği tuzaklardan bazıları:

1- Acil işler, krizler ve panikler: Acil işler bizi bir despot gibi yönetir, onları yapar önemli işleri göz ardı ederiz. Önemli olan krizleri önlemektir, çıkan krizleri çözmek değil.
2- Çıkan yangınları söndürmek: Yangını önlemek sıkıcı, yangını söndürmek ise eğlenceli olabilir ve kendimizi önemli hissetmemizi sağlayabilir. Yangın söndürmeye alışan, söndürecek yangın yoksa bile çıkarır. Kriz ortamına alışmıştır. Bu ortamın devamı için elinden geleni yapar.
3- Rahat, tanıdık, kolay işler.
4- Anında ödüllendirilme isteği: Böyle olunca kendimizi küçük ve çabuk bitirebileceğimiz işlere veririz, önemli işler zaman aldığı için bunlara hiç başlanılmadan gün, hatta günler geçer.
5- Öncelikleri belirleyememek: Eğer 10 önceliğimiz varsa hiçbir önceliğimiz yok demektir. Güne en önemli işle başlamalı ve asla bitirmeden bırakılmamalı.

bkz. Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 95-97


İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

22 Ekim 2007 Pazartesi

Planlama hakkında...

Planlama; zaman baskısından kurtulmanın anahtarı ve geleceği şekillendirmenin yoludur. Bu nedenle hayattaki önemli hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için zamanımızı planlamalıyız.
Plan yapmadan beklenen yararın sağlanabilmesi için hayata geçirilmesi gerekir. Planlama uygulamaya dönüşmezse hiçbir işe yaramaz.
İnsanların, planlama konusundaki en büyük yanılgısı, planlamanın getirdiği ek zamandır. Aslında planlama toplam süreyi kısaltır. Yöneticiler asıl fonksiyonlarına dönüp planlamaya gereken önemi verdikçe ve planlama için harcanan süre arttıkça, çalışanların iş yapmak için harcadıkları süre de buna paralel olarak azalacaktır. (...)
Büyük hedefler çok çalışma ve zaman gerektirir. Planlama zaman kazandırır. Ne kadar çok zamana ihtiyacınız varsa plan yapmak için o kadar özen göstermelisiniz.
Her gün fazladan bir saat kazanmak için plan yapmaya zaman ayırmalısınız. Planlamaya zaman ayırmakla hep daha avantajlı durumda olacaksınız. Zamanın bilinçli kullanılması ancak planlamayla mümkündür.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 87/88

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Bildiklerimizden Yararlanmak...

Bildiklerinizden daha fazla yararlanmadığınız sürece daha fazla bilmenizin bir yararı yoktur.
R. K. Bogerthan

Bilgi ve Eylem...

Eyleme dönüşen biraz bilgi, boş duran fazla bilgiden sonsuz derecede daha değerlidir.
Halil Cibran

Bilgi YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

18 Ekim 2007 Perşembe

Biraz Eğlenece: Yabancı Müşteriye Cevap

Dear sir, We send our company information attached to the mail (as pdf). But the cost of operation you have foreseen is very low. This may takemore expensive. If you send drawings of your current product, we can find the real cost including shipping. Kind regards.

Cevap: Sugar brother (Şeker kardeşim), Be a young man for two minutes (iki dakka delikanlı ol). We put you in a man place, you become Tempra (Adam yerine koyduk hemen arkanız kalktı). No need to be artist (Artizliğin lüzumu yok). We know that this work takes much money, too (Bu işlerin çok para tuttuğunu biz de biliyoruz). No, why do you creating tension anymore, subtree? (Hayır da, daha ne diye gerginlik yaratıyorsun ki, dallama?). I eat all of you nobody understand. (Alayınızı yerim haberiniz olmaz). You not understand the word, you eat the grass where I put you (Laftan anlamıyorsunuz, hala koyduğum yerde otluyorsunuz). No drawings mrawings my brother! (Proje mroje yok kardeşim!) You make 3 kurush work camel. (3 kuruşluk işi deve yaptınız). I understand we can not understand with you. (Anlaşıldı biz sizinle anlaşamayacağız.) But, if you go with this head to army, you take NAH as diploma. (Ama, siz bu kafayla giderseniz askere nah alırsınız teskere.) Here that much! (İşte o kadar!)

17 Ekim 2007 Çarşamba

Plan Yapılırken Nelere Dikkat Edilmeli?

1- Plan yaparken dikkatinizi toplayabileceğiniz bir yer ve zaman seçin.
2- Uzun süreli hedeflerinizi göz önünde bulundurun.
3- İşlerinizin ve onları yapmanın gerektirdiği süre gününüzün olanak tanıdığı zaman kadar olsun.
4- İşlerinizi öncelik sırasına koyun. Çok fazla zaman gereken önemli işler için blok zamanlar ayırın. Mutlaka en iyi zamanınızı ve zamanınızın çoğunu önemli işlerinizi için harcayın.
5- Halletmeden rahat edemeyeceğiniz sıkıntılı işlerden hemen kurtulun.
6- Engelleri önceden görün.
7- Sisteminiz size uygun olmalı.
8- Esnek olun. Beklenmedik gelişmelerin de zamana ihtiyaç vardır ve gün boyunca mutlaka karşınıza çıkacaktır.
9- Bir işi yapmak için almanız gereken kararların sayısını azaltın.
10- Sabit ve değiştirilemez tarihlerle ilgili planlarınızı yaparken o tarihten geriye doğru gelerek düşünmelisiniz.
11- Amaçlarınızı ve planlarınızı gözden geçirmek için ve bir takım düzeltmeler yapmak için zaman ayırın.
12- Uygulanabilir planlar yapın.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 84-86

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Kitap: İşte Zaman Yönetimi


Mahmut Harmancı
NESİL YAYINLARI
ISBN 975-269-185-4

İnsanları doğru dürüst bir hayat yaşamaktan alıkoyan şey zaman yokluğu değil, zaman israfıdır. İnsanın mutluluğu, zamanı iyi değerlendirmesiyle; felaketi ise, zamanın kıymetini bilmeyip israf etmesiyledir. Zaman, dünyada herkesin eşit miktarda kullandığı, fakat farklı sonuçlar aldığı tek kaynaktır.
"İşte Zaman Yönetimi" yaşam düzeyini yükseltmek, zamanını en verimli bir şekilde kullanmak isteyen herkese, özellikle yönetici ve yönetici adaylarına hitap etmektedir. Çalışma, onların zaman bilincine varmalarına, yüksek yaşam düzeyine ulaşmalarına ve bu bilincin yerleşmesine ve yayılmasına katkıda bulunma amacındadır. Bu anlamda hayatın pratiklerinden ve uygulamalardan hareketle, yöneticilere ve zaman sorunu yaşayan herkese yardımcı olmaya çalışmaktadır.

Bu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Bu kitabı satın al...


Kitap: Bilgi Yönetimi



Prof. Dr. İsmet Barutçugil
KARİYER YAYINCILIK
ISBN 975-8515-26-8

Günümüzde tesislerin, makinaların, paranın, insanların ve doğal kaynakların etkin yönetimi için çok ve çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Ancak, rekabetçi üstünlüğü kazanmak açısından kritik bir önemi olan bilginin etkili yönetimi konusunda biliçlenme ve bilgi eksikliği yaşanmaktadır.

"Bilgi Çağı"nı yaşayan ve hızla değişen Dünyamızda hiçbir organizasyon bilgisizliğin ve bilgiye sahip insanlarını kaybetmenin maliyetini taşıyamaz. Bu nedenle, Bilgi Yönetimi modern organizasyonların en güncel konusudur.

Bir organizasyonda tüm çalışanların aktif katılımı gerektiren Bilgi Yönetimi, kurumsal kültür tarafından desteklenen bir öğrenme, paylaşma ve uygulama ortamı gerektirir. Süreç ve sonuçlarıyla tüm çalışanları ilgilendirir.

Bilgi Yönetimi, yaşamak, büyümek ve rekabetçi üstünlük kazanmak isteyen organizasyonların entellektüel kapitali, yani çalışanlarda, yapılarda ve müşterilerde bulunan ve bunlarla ilgili olan bilgiyi nasıl yöneteceklerini ele almaktadır.

Prof. Dr. Barutçugil, yenilikçi ve yaratıcı olmak ve bir "öğrenen organizasyon"a dönüşmek isteyen şirketlerin yöneticilerine ve çalışanlarına bu kitapta ilginç bilgiler, kullanabilecekleri teknikler ve yaklaşımlar sunmaktadır.

Bu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Bu kitabı satın al...

Kendinize güvenmenin 14 yolu

Eğer özgüveninizi yitirdiğinizi düşünüyor ve nedenini sorguluyorsanız, ya da kendinize güveninizi nasıl pekiştireceğinizi merak ediyorsanız bu tavsiyeleri uygulayın...

Ayla Önder'in tavsiyeleri:

1. Önce bütün olumsuz tecrübeleri unutun. Durup dururken güveniniz yitirmeniz, başarısızlık duygusunu yaşamanız bundan olabilir. O yüzden ilk adım olarak geçmişteki bütün kötü deneyimleri yok edin. Beyninizden silin gitsin!

2. Kendinizle iletişiminiz çok önemli. "Sen bunu yeneceksin" gibi cümleler kurmayın. Yani kendinize iç sesinizle "sen" diyorsanız bu sorundur. İlk olarak kendinizle "iletişim"e geçip, "ben bunu yaparım" şeklinde cümlelerle işe baslayın.

3. Erteleme olayına bir son verin. Bir şeyi sonlandırmayıp, yarım bırakma, başarılı olamama korkusuna dayanabilir. "Şu an" yapacağınız ne varsa "hemen şimdi" yapın. Bir not edin bakalım, "yarım" bıraktığınız işler cok fazla mı? Onları tamamlamak güven duygunuzu rehabilite edecektir. Çok basit şeylerde bile bunu uygulayın. Saçınızı kestirmeyi ne zamandır erteliyor musunuz. Hemen gidin kestirin mesela..

4. Kesin olarak istediğiniz şeyin ne olduğunu düşünün. Tam olarak neyi, ne kadar, nerede ve nasıl elde etmek istiyorsunuz? Bunu dakikalarca düşünüp, o çok istediğiniz şeye odaklanın. Adrenalinizin arttığını, istediğiniz şeye kavusmayı "düşünmenin" sizi pozitif bir ruh haline soktuğunu göreceksiniz.

5. Kötü tecrübeleri beyninizin bilgisayarının çöp kutusuna atıp, silmiştiniz ya. Eh şimdi, arkadaşlarınızla beraberken biraz sıkılıyorsunuz değil mi? Onlara hep "dertlerinizden" söz ederdiniz hani! Canım, biraz düşünün, sizin hiç başarınız olmadı mı geçmişte. Dost sohbetlerinde arada sırada bu başarılarınızdan da söz edin.. Anlatırken bunu nasıl yaptığınızi yeniden hatırlayacaksınız. Belki de bu yöntem, başka ulaşmak istediğiniz idealleriniz için de işe yarar!

6. Çevrenizi iyi gözlemlediniz mi? Başarılı ve mutlu insanlar genellikle "Çözüm"e odaklıdır. Bu insanlar yüzde 20 problemlere, yüzde 80 çözümlere odaklanır. Bazı sorunlar aslında sizin "büyüttüğünüz" kadar değil. Siz ona "odaklandıkça" o büyüyor, büyüyor ve çözülmez bir hale geliyor. Bu sorunlarda çıkmaza girdiğinizde bir "örnek" bulun. Yarı sorunu çözmüş bir insan örneği. O, nasıl çözdü? Tamamen bu yönteme odaklayın kendinizi.

7. Enerjinizi coğaltın. Çünkü enerji bize sadece fiziksel güç olarak gerekli değildir. Duyu organlarımız da enerji ile çalışır. Bu enerji sesinize, bakışınıza, görünüşünüze etki eder. Spor yaptığınızda seretonin ve endorfin hormanları artacak. Bu iletişimde cok önemli; Bakışlarınız da bu hormonların etkisiyle karşı tarafa daha kolay "olumlu" mesajlar göndermenizi sağlayacak. Kendinizi "iyi" hissetmek, güne gülümseyebilmek için spor cok önemli. Unutmayın, egzersizden uzak kaldığınızda, adeta benzinsiz bir araba gibisiniz!

8. Telkin çok önemli. Her ne istiyorsanız onu olmuş gibi hayal edin: Alt bilinciniz sadece şimdiki zamanı bilir. O yüzden gelecek zamanlı cümleler kurmayın. Örneğin, "zayıflayacağım" derseniz asla zayıflayamazsınız. Belirsiz bir gelecek yerine, "şu anda yapıyorum" deyin.. Bu mesajı yolladığınızda, alt bilinciniz sizi o amaç icin bazı tutumlara davet edecektir. Siz farkında bile olmadan... Enerjiniz çoğalacak, yavaş yavaş zayıflama isteği artacaktır.

9. Aman, renkler çok önemli. Giysilerde renk tonajlarına dikkat edin. Seçtiğiniz her renk sizi anlatıyor çünkü. Canlı renkler mutluluk ve neşeyi, koyu renkler ise ciddiyeti temsil ediyor. Bu tarz olarak size en yakışanı seçin. Bu giysileriniz canlı renklere sahipse güveninizin kendiliğinden geliştiğini göreceksiniz. (Tabii yerine göre.. Bir iş toplantısına da pırıl pırıl renklerle gidilmez elbette.) Şu açık ki, asıl olarak “ten giysiniz”, yani solgun olmayan bir cilt, parıltılı bakışlar giysilerden daha da önemlidir. Olumlu düşündükçe farklı bir ten renginin ve bakışların sizde oturduğunu farkedeceksiniz.

10. “Evet” ve “hayır”lara dikkat. Hiç kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz. Bazı insanlara da hayır demeyi öğrenin. Hoşlanmadığınız bir mekana sizi götürmek isteyen arkadaşınıza karşı rahatlıkla "hayır" kelimesini kullanın. Birlikte keyif alacağınız mekanları seçecek arkadaşınız mutlaka vardır. Sizi rahatsız eden, olumsuz ruh halinizi coğaltan insanlarla ilişkinizi de gözden geçirin. Sizi üzen bir insanla yola devam etmek sizden sürekli götürecektir.

11. Geleceği "belirsiz" bırakmayın. Planlayın. O gerçekleştiğinde neler hissedersiniz, sürekli bunu düşünün. Artık o ideale, o "plan"a nasıl ulaşacağınızı düşünün ve kendinizi orada hayal edin sık sık. Örneğin işyerinizde "şef" mi olmak istiyorsunuz? Sürekli bunu nasıl gerçekleştireceğinizi düşünmenin ve bu anlamda somut olarak neler yapabileceğinizin ötesinde, o görevi "hayal" edin. Kendiniz orada, bir toplantıda iken hayal kurun örneğin. Hayaliniz güçlendikçe, tutumlarınız da değişecektir. Örneğin, o işte şef olmak için önce dil mi bilmeniz gerekiyor? Farkında olmadan ayaklarınız sizi bir bir hafta sonu kursuna doğru götürecektir.

12. Geleceği planlamak kendinize güveni, kendinize güvenmek de size bazı "formüller" de getirecektir. Örneğin zayıflamak istiyorsunuz ama neden şişmanladığınızın "formülü"nü dikkate almıyorsunuz. İşte olumlu bir şekilde başarıya odakladığınızda beyniniz, size "neden şişsmanladığınız"ı da anımsatacak. Ve sizi kilo almaya götüren nedenleri de hayatınızdan kaldırmak üzere planlar yapıyor olarak bulacaksınız kendinizi..

13. Bir de, "olumlu" anlam içeren kelimelere dikkat edin. Olumsuz olarak beyninize yerleştirdiğiniz cümleler size baskı yapar. Orada "beslenir" ve daha güçlü olarak geri dönebilir". Bir örnek vermek gerekirse, "asla televizyon seyretmiyorum" demeyin. Beyniniz sizi daha istekli olarak TV seyretmeye zorlar. İnsanların "kötülükleriyle" uğraştığınızda da ters tepki verir. Kötü bir kelimeyi kullandığınızda ona yüklediğiniz anlamı bilincinize cağırırsınız! Bu kelimeyi cok sık hatırlamaya başlarsınız. Hatta yıllar sonra o eylemin içinde bile görebilirsiniz kendinizi. O nedenle "olumsuz" herhangi bir kelimeyi (her ne olursa olsun)beyninize yerleştirmemeye özen gösterin.

14. Hayatınızı yönlendirin. Ne eksikse yaşamınızda ona kanalize olun. Sevgi mi yok, sevgi birlikteliğine kanalize olun. O boşlugu bir sevgili dolduracaksa, yani ona gereksinimiz varsa bunu planlayın. Bir takım duygusal boşlukların yerini başka şeylerle kapatmayın. Zaten olumluya ve başarıya kanalize olmuş bir ruh hali, başka arayışlarınıza çözüm bulmak üzere de konumlanacaktır. Başarı ve sevgiyle birlikte donanmış benliğiniz, size enerjiyi ve mutluluğu da cağıracaktır.

(Ana kaynak bulunamadı)

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=273593

16 Ekim 2007 Salı

Plan Yapmamanın Beş Yaygın Bahanesi

Hyrum Smith'e göre plan yapmamanın beş yaygın bahanesi var:
1- Plan yapmaya vaktim yok: ABD'de yapılan bir ankete göre, insanların %97'sinin plan yapmadığı, bunların %72'sinin de plan yapmama gerekçeleri olarak zamanlarının olmadığını ileri sürdüğü ortaya çıkmıştır.
2- Neler yapmam gerektiğini zaten biliyorum. Neden plan yapmaya zaman harcayayım?: Bu insanlara, hayattan neler beklediğini, ailesi veya mesleği ile ilgili neler gerçekleştirmek istediğini iştenlikle sorarsanız, günün rutin işleri içinde yer almayan birçok iş ortaya çıkar.
3- Plan yapmak bana yarar getirmiyor; çünkü zamanım çok fazla bölünüyor: Bölünmeler plan yapmamak için geçerli bir bahane değildir. Eğer zamanınız kısıtlıysa işlerinizi başka işlerin arasına sıkıştırabilmek için ufak parçalara ayırmayı denemelisiniz.
4- Uzun bir iş listem olduğunda kendimi kısıtlanmış hissediyorum: Planlamanın size daha fazla özgürlük sağlayacağını düşünerek anlamlı ve etkin bir biçimde plan yapmalısınız.
5- Doğru dürüst plan yapmayı bilmiyorum: Eğer gerçekten plan yapmayı bilmiyorsanız öğrenebilirsiniz. Eğer plan yapmanın gereğine inanmışsanız, gereksiz görenlere göre avantajlı bir durumdasınız demektir.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 82/83

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Planlamanın Engelleri

1- Günlük olaylara önem verme zorunluluğu planı daima arka plana iter. İçinde bulunduğumuz durum ne kadar zor, masanın üzerindeki dosyalar ne kadar çoksa, plan yapmaktan o kadar kaçınırız.
2- Gelecek hakkındaki tereddütler de plan yapmayı engeller. Gelecekte işlerin kötüye gideceğini, ya da kötü şeyler olacağını düşünüyorsanız gelecek hakkında düşünmekten ve plan yapmaktan kaçınabilirsiniz.
3- Kısa vadeli kazançlara yönelmek de uzun vadeli planlama ve sonunda kazanılacak büyük başarılara gölge düşürmektedir.
4- İşlerdeki aciliyet planlamaya zaman bırakmaz. İşler genellikle acil oldukları için önem kazanır. Bugünün yangınını söndürmek, yarının yangınını önlemekten daha önce gelir. Ne yazık ki yangınla mücadele yangının önlenmesine engel olur. Çoğu kez etrafımızı saran sivrisinekler bize hedefimizin bataklığı kurutmak olduğunu unutturur.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 82


İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Planlamanın Yararları

- Planlama zaman kazandırır.
- İşlerin doğru gitmesi için yapılacak uygun hareketleri önceden belirlemeye yarar.
- Bireysel disiplin ve günlük olayların gidişatına hakimiyet olanağı sağlar.
- Sırtınızdaki detayların yükünden kurtarır.
- Kölelik zincirlerini kırma imkanı, özgürlük ve rahatlık verir.
- Hayatımızın daha rahat akmasını ve daha az sorun çıkmasını sağlar.
- Olduğunuz noktadan olmak istediğiniz noktaya nasıl varılacağını gösterir.
- Hedeflediğiniz noktaya ulaşabilmeniz için ihtiyacınız olan kaynakları tanımlar.
- Çalışmanızı tamamlamanıza imkan sağlar.
- Bizi hedeflerimize ulaştırır.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 80/81

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Doğru Karar Vermek için 8 Soru

P. Dufourmantelle'in; karar vermedeki yanlışları asgariye indirmek ve azami fayda sağlamak için tavsiye ettiği 8 soru:

1- Birlikte çalıştığı arkadaşlarıyla müştereken karar vermeye mani bir durum var mıdır? Yoksa birlikte karar alınmalıdır.
2- Başkalarına danışmak için zaman müsait midir? Müsaitse mutlaka danışılmalıdır.
3- Kararın kalitesi hakkında bir şartınız var mıdır? Eğer kalite şartı taşımıyorsa verilen kararın bir anlamı olmaz.
4- Kaliteli, tam bir karar vermek için yeterli bilgiye sahip miyiz? Sahip değilse öğrenilmelidir.
5- Birlikte kaliteli karar verebilmek için, iş arkadaşlarımız yeterli bilgiye sahip midir? Değilse, bilgiye sahip olan yeni isimlerle ekibi takviye etmelidir.
6- Bu kararın arkadaşlarımız tarafından kabulünü dikkate aldınız mı? Etkili bir uygulama için dikkate almalıyız.
7- Çalışma arkadaşlarınız bu kararın meseleyi çözeceğine inanıyor ve varmak istediğimiz hedefi paylaşıyorlar mı? Cevabınız hayır ise bunları sağlamalısınız.
8- Meselenin halli için iyi bir karar alındığı hakkında yardımcılarımız arasında ciddi bir ihtilaf bekliyor muyuz? Cevabınız evet ise, ikili görüşmeler yoluyla 6. maddede belirtilen mutabakatı sağlamalıyız.

Sözün özü: "Bir karar alınırken, bütün bilgiler tam değerlendirilmiş, istişare edilmiş, riski göze alınmışsa, artık geri dönülmemelidir. Sonuç ne olursa olsun, böyle alınan bir karar iyi bir karardır."

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 77

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Hedeflerin Gücü

1- Hedefler amaç duygusunu harekete geçirir.
2- Hedefler önceliklerimizi belirler.
3- Hedefler bizi motive eder.
4- Hedefler faaliyetten çok sonuca önem vermemizi sağlar.
5- Hedefler bize günümüzde yaşamamızı sağlar. Başarılı olmak için, geçmişin başarısızlıkları ile yarının belirsizlik ve endişelerinden kendimizi korumalı ve bugünün hakkını vermeliyiz.
6- Hedefler geleceğimizi düzenler.
7- Hedefler başarı yolculuğunun kilometre taşlarıdır.
8- Hedefler insanı yaşama bağlar.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 53-55

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Çalışanlarınızı nasıl motive edersiniz?

İyi çalışanlar bulmak, sonra da gelişmeleri için isteklerini canlı tutmak, küçük işletme çalıştırmanın güçlükleri arasındadır. Bunu başarıyla yaptığınızda, işiniz de gelişecektir.
Ancak, isteği canlı tutmak için kitaplara veya seminerlere gereksiniminiz olduğunu düşünmeyin. Küçük işletme sahibi/yöneticisi olarak, büyük kuruluşların sahip olmadığı bir avantaja sahipsiniz: çalışanlarınızı tanıyorsunuz. Onlarla düzenli olarak yan yana çalışmanız bir şanstır. Onların ailelerinden ve dostlarından haberiniz vardır ve arka planlarını ve tutkularını bilirsiniz.

Tüm bunlar, ekibini harekete geçirmek için etkin yollar bulmak isteyen, ancak çömert ücret artışları veya prim vermek için kaynakları yetersiz olan bir işveren için değerli bilgilerdir. Çalışanlarla yakınlığın sağladığı bilgileri bir harekete geçirme stratejisine dönüştürebilmek için şu dört yolu değerlendirin:

1. Olumlu bir çalışma ortamı sağlayın. Hoş olmayan bir iş ortamı oluşturan iç çekişmeler veya ofis entrikaları olduğunu duyarsanız, bunu düzeltecek kişi sizsiniz. Dinlemiş -ve harekete geçmiş- olmanız, olumlu bir iş yeri oluşturma konusundaki özeninizin işaretidir.
2. Ekip çalışmasını teşvik edin. Bir görev bildirimizin olmasına ve çalışanlarınızın, şirketlerinin genel başarısında rollerinin neden önemli olduğunu anlamalarına dikkat edin. Çalışanlarla görüşmelerinizde, şirketinizin bir ekip olduğu ve siz kazandığınızda onların da kazandıkları fikrini güçlendirin. Sonra devam edin. Büyük bir anlaşma imzalandıktan sonra herkese yemek ısmarlamak gibi küçük bir jest bile olsa, sonuçlara katıldıklarından emin olun.
3. Ödül ve teşvikler konusunda yaratıcı olun. Çalışanları daha çok veya daha ustaca çalışmaya teşvik etmenin tek yolu para değildir. Esnek saatlerden veya haftanın bir günü evden çalışma olanağından yararlanabilecek genç bir anneyi işe almış olabilirsiniz. Satış temsilciniz, büyük bir anlaşmanın yapılmasını sağlamak için günlerce uzun süre çalışmış olabilir ve belki bir izni, prime tercih edebilir. Çalışanlarınızın gereksinimlerini karşılamak için esnek olmaya hazır olduğunuzu gösterdiğinizde, büyük olasılıkla çalışanlarınızın da sizi ödüllendireceğini görürsünüz.
4. Öğrenme ve gelişme olanakları sağlayın. Çalışanlar işlerinden sıkıldıklarında, bu genellikle belli olur. Bunu siz de farkedersiniz, müşterileriniz de. Çalışanlarınızla bir iş konusunda görüşürken, ilgi alanlarını sormaya zaman ayırın. Akşamları yaratıcı yazma kursuna giden yeni resepsiyonistiniz, belki bazı pazarlama malzemelerinin geliştirilmesine yardımcı olma şansının verilmesine çok sevinecektir. Bir gün şef olmayı umduğunu söyleyen yeni garsonunuz arada bir mutfağa geçerek biraz meslek içi eğitim alabilir. Çalışanlara yeni beceriler öğrenme ve özel ilgilerini ilerletme fırsatı vermek, onları harekete geçirmek için yapabileceğiniz en etkin şey olabilir ve bu kesinlikle işletme için de yararlıdır.

Performans Hedefleri Koyma ve Bunları İzleme

Çalışanlarınızı harekete geçirme stratejilerini belirledikten sonraki göreviniz, onları ne yapmak üzere harekete geçirmek istediğinize karar vermektir. Bu, oturup, başarabileceklerini umduğunuz şey veya beklentilerinizi yerine getirmelerine yardımcı olmak için yapabileceğiniz şey konusunda konuşmak kadar basit olabilir. Ancak, karşılıklı olarak bu beklentilerin açıkça anlaşılmasını sağlamak için bunları kağıda dökmek de anlamlı olabilir.

Birçok büyük kuruluşta kullanılan "performans değerlendirmesi" gibi bir terimle çalışanlara gözdağı verilebildiğini unutmayın. Ancak bu durumda bile, özellikle işleri hakkında konuşmak üzere her çalışanla yılda bir veya iki kez oturmak için geçerli nedenler vardır. Bu, başarıların gözden geçirildiği ve hedeflerin konduğu bir zamandır. Görüşmeyi aşağıdaki başlıklara ayırabilirsiniz:

• Performans amaçları ve hedefler
• Beceri ve bilgi gelişimi
• İşlemler ve yöntemler
• Geri bildirim

Elbette her iş farklıdır. Ancak, küçük işletme sahipleri veya yöneticileri için ortak olan bir şey, çalışanlarla yakın ilişkilerini, herkesin kazanmasını sağlayan bir iş avantajına dönüştürme olanağıdır.

www.nisanpsiko.com

Kaynak: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=274554 (16.10.2007)

15 Ekim 2007 Pazartesi

İletişimin önündeki en büyük 11 engel

Arthur K. Robertson'a göre iletişimin önündeki en büyük 11 engel şunlardır:
1- Direktif, emir verme.
2- Öğüt verme.
3- Uyarma, azarlama, tehdit etme.
4- Ahlak dersi, vaaz verme.
5- İnandırma, kanıt gösterme, ders verme.
6- Yargılama, eleştirme, karşı çıkma, kınama.
7- Yersiz övgü.
8- Kötü sözler söyleme, alay etme, utandırma.
9- Sonuç değil kişiye odaklanma.
10- Geri çekilme, başka yöne çekme, mizah kullanma.
11- Soruşturma, sorgulama, kişiyi savunmaya zorlama ya da yanlış değerlendirme.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 212/213

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Bilgi Çağında Bilginin ve Bilgi Yönetiminin Önemi

İnsanoğlu; endüstri çağından sonra bilgi çağına geçiş sürecini yaşamakta şu an. Bu süreç henüz tam olarak tamamlanmış değil. Şirketlerin bu yeni çağa ayak uydurabilmeleri bilişim teknolojilerini kullanmalarıyla orantılıdır, yani bilişim teknolojileri bu çağa geçmek ve ona uyum sağlayabilmek için kaçınılmaz bir şarttır.

Bilişim teknolojilerinin gelişmesi bilginin önemini de arttırdı. Bilgi artık şirketlerin en önemli sermayeleri arasında yer almaktadır. Bir taraftan her gün inanılmaz boyutlarda artan bilgi birikimi (belgeler, elektronik postalar, bloglar vs.), öbür taraftan o bilgileri eleyip gerekli olan verilere zamanında ulaşabilme sorunu.

Bir şirket için bilgilere ulaşıp onları değerlendirmek ve kullanmak artık stratejik başarı unsurudur. Düşünün, artık bir haber saniyeler içinde dünyanın bir ucundan öbür ucuna ulaşabilmekte. Bunun için bazı sektörlerde bir bilgiye geç ulaşmak büyük zararlara yol açabilir. Bir müşteri telefonda beklerken ona kısa bir süre içinde cevap verebilmek sizi rakiplerinizden ayıran bir nokta olabilir. Ya da stratejik bir karar verirken bunu önemli bir bilgiyi dikkate almadan yapmak şirketi bir felakete sürükleyebilir.

Burada bir de bilgiyi kavram olarak açığa kavuşturmak lazım; üç aşama olarak bakabiliriz: Veri - Anlam - Bilgi.
Veri ilk aşamadır, örneğin rakamlar ve harfler, '29' gibi.
Anlam; bu veriye ilave olarak gelir, mesela 'Ekim', 'Derece', 'Kilo' gibi..
Bunları bir araya getirince, tecrübelerimize, eğitimimize göre bir bilgi geçer elimize. Örneğin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıdır, 29 Derece olduğu zaman dışarıda kısa kollu gezebiliriz gibi..
Biz burada bilgiden bahsettiğimizde bu üçüncü aşamada olan kavramdan bahsediyoruz, yani verilere anlam verilerek ulaşılan bilgiden.

Bilgi çağı ve bilişim teknolojilerinin bir sonucu olarak 'Bilgi Yönetimi' ve 'Bilgi Yönetim Sistemleri' kavramları daha büyük bir önem kazanmış bulunmakta. Yukarıdaki veri-anlam-bilgi üçlüsünü dikkate alarak, bu tarz sistemler sadece verileri toplayıp düzenlemek için değil de; bilgiyi en iyi şekilde değerlendirmek için kullanılmalıdır. Yani örnek olarak sadece dosyaları bir araya toplamak yeterli olmayacaktır, bunların içeriği hakkında da bilgi olması lazım. Ve bu bilgilere ulaşmak kısa zaman içinde gerçekleşebilmelidir. Bir şirket ancak bu noktaya varabilirse rakiplerine karşı önemli bir avantaj elde etmiş olacaktır.

Şirket içinde bilgiyi yönetip onu değerlendirmek için sadece bir bilgi yönetim sistemi kurmak yeterli değildir. Bilgi çağında başarılı olacak şirketin kültürü de farklıdır. Bu tarz şirketlerde şirket yönetimi bilgi paylaşımını örnek olarak yaşar, çalışanlarını bilgi edinmeye ve paylaşımına teşvik eder, bilgi paylaşımını sağlayacak ortam hazırlar. Örneğin yönetim çalışanlarını açık olarak şirketin hedefleri hakkında bilgilendirir, çalışanlarının hata yapmalarını da mümkün kılar, çünkü hata yapmaktan korkan insan kendini kolay kolay geliştiremez.

Sonuç olarak; bilgi çağında rakiplerine karşı avantaj elde etmek isteyen şirketlerin elinde bulundurdukları bilgiyi en verimli şekilde kullanabilmeleri gerekir. Bunu sağlayabilmek için üç unsurun bulunması lazım: bilgi edinme ve paylaşımı kültürünü yaşayan bir yönetim, bilgilerini paylaşan çalışanlar ve de bilgiyi yönetebilecek teknik altyapı.


http://www.emakale.com/articles/111/1/Bilgi-AaAAnda-Bilginin-ve-Bilgi-YAnetiminin-Anemi/Sayfa1.html

Randevu

Muhsin Abay'a göre, "Randevu: İki kişi arasında belli bir maksatla, belli yer ve zamanda görüşme mukavelesi demektir."

Randevulu görüşme, "Kendi zamanıma da sizin zamanınıza da kıymet veriyorum, konuya hazırlanarak gelmek ve sizi boş yere meşgul etmemek istiyorum" demektir ve takdir edilecek, terbiyeli, disiplinli ve medeni bir davranıştır.

"İnsanların randevu alışkanlıkları ile ülkelerin entelektüel ve iktisadi gelişme seviyeleri arasında paralellik vardır. Dünya haritası üzerinde batıdan doğuya, kuzeyden güneye kaydıkça randevu alışkanlığının azaldığını, başkasının zamanına değer verme duygusunun henüz yerleşmemiş olduğunu görürüz."

Zamanımızın kesintilerle boşa harcanmasını önlemek için; davranışlarımızla randevulu görüşmeleri teşvik etmeli, randevusuz ziyaretleri zorunlu olmadıkça kabul etmemeliyiz. Bu konuda bir tutum belirlemeli ve kararlı olmalıyız. Her şeyden önce bu duruma kendimiz de uymalıyız.

Mahmut Harmancı, İşte Zaman Yönetimi, ISBN: 975-269-185-4, 2006, Sayfa 158

İşte Zaman YönetimiBu kitaptan olan bütün alıntıları oku...

Kitabı satın al...

Pireler ve Motivasyon üzerine...


Bu öyküyü bir arkadaşımdan duymuştum, gittiği bir seminerde motivasyonla ilgili bir konuşmada dinlemiş..


Yapılan bir deneyde pirelerin bir kavanoz içindeki davranışları izlenmiş. Bu deney bir kaç aşama olarak yapılmış:

Aşama 1
Kapağı açık bir kavanoza bir kaç tane pire konulmuş. Tabi bu pireler kavanoza konuldukları gibi dışarı sıçramışlar hep. Kaç kere içine konulduysa da sonunda hepsi de çıkmış kavanozdan.

Aşama 2
İkinci aşamada kavanozun kapağı kapatılmış. Pireler hala zıplamışlar fakat bu sefer her zıplayışlarında kapağa çarpıp yere düşmüşler. Zamanla zıplayışlarındaki yüksekliği ayarlamışlar ve tam kapağın altına kadar ona çarpmayacak şekilde zıplamaya başlamışlar.

Aşama 3
Üçüncü aşamada kavanozun kapağı tekrar açılmış. Ne dersiniz, pireler hemen dışarı zıplamıştır değil mi? Fakat hayır, pireler hala kapak varmış gibi tam o yüksekliğe kadar zıplamışlar, yani hiçbiri kavanozun dışına çıkmamış.

Aşama 4
Olay henüz bitmedi; dördüncü aşamada kavanozun içindeki pirelerin yanına yeni pireler ilave edilmiş. Sizce şimdi ne olmuştur...?
Yeni gelen pireler rahatlıkla kavanozun dışına atlayabilecek yeteneğe sahip olmalarına rağmen oradaki pirelere ayak uydurmuşlar ve onlar da sanki kavanozun kapağı kapalıymış gibi yarı güçle atlamışlar!

Aşama 5
Beşinci ve son aşamada pirelere onların gerçek gücü hatırlatılmış: kavanozun altı bir ateşle ısıtılmış... ve birden bire bütün pireler gerçek potansiyellerini kullanıp kavanozun dışına sıçrayıvermişler..